MENÜ    
Teknik Bilgiler
symble_asterisk_gray.gif Her türlü çaba doğal yaşamın devamı için:
İçinde yaşadığımız dünya milyonlarca biyolojik çeşitliliğe sahip canlı türünü barındırmakta, besin zinciri ilişkisi ile canlı türlerinin varlıklarını kendi doğa koşullarında birbirlerine karşı dengelemektedir.

Doğal dengenin bozulması sonucu sayıları insan toplumuna zarar verecek şekilde artan haşerelere karşı yapılacak mücadelede temel prensip; Doğada yaşamın ve doğal dengenin korunmasıdır. Bu nedenle öncelikle fiziksel ve biyolojik kontrol yöntemleri esas alınır. bu yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda veya uygulanan yöntemlerin etkisini arttırmak amacıyla kimyasal kontrol yöntemleri uygulanır.

WHO (Dünya Sağlık Teşkilatı) koordinasyonu altında dünyanın her yerinde hastalık etkeni taşıyan vektörlere karşı Planlı entegre Kontrol Yöntemleri geliştirilmekte ve uygulamaya konulmaktadır.

symble_asterisk_gray.gif Haşere problemleri:
Yürüyen ve uçan haşereler insanlık tarihi kadar eski, her türlü doğal şartlara karşı dayanıklı zararlı böcek türleridir. Bu haşereler şu hastalık etkenlerini biyolojik ve mekanik olarak yayarak Halk Sağlığını tehdit ederler.
-Streptokok
-Stafilokok enfeksiyonları
-Vibrio Cholera
-Tuberculos
-Entamoeba Histolityca (Dizanteri etkeni)
-Hepatit A virusu
-Salmonella, Shigella, Difteri
-E. Coli (Akut ishaller)
-Toksinler (Besin zehirlenmeleri) 
-Cilt enfeksiyonu yapan bakteriler
-Kancalı kurtlar
-Sıtma, sarı Humma, Filariasis
-Leishmania
Bunların yanı sıra sağlığı huzuru ve sükunu bozarak iş gücü kaybı yaratırlar. Gıdaları tüketerek veya bozulmasına neden olarak milli ve ekonomik kayıp meydana getirirler.

symble_asterisk_gray.gif ZARARLI HAŞERE BİYOLOJİSİ:
SİVRİSİNEKLER:
Sivrisinekler, böcekler sınıfı iki kanatlılar takımından Culicidae ailesi içinde yer alırlar. dünya üzerinde 3350 tür ve alt türü tespit edilmiştir. Ülkemizin üzerinde bulunduğu coğrafyadaki başlıca türler şunlardır.
1-Anopheles
2-Aedes
3-Culex
4-Culiseta

Biyolojileri: Tam başkalaşım gösteren canlı türüdür. Sucul ve karasal olarak tamamen farklı iki yaşam biçimi vardır. Dişi sivrisineklerden Anofeller bir defada 200-400, Culex ve Aedesler bir defara 75-200 yumurtayı aşağıdaki üreme alanlarına (jitlere) bırakırlar.
-Bataklıklar ve yavaş akan akarsular, göller, dere ve nehir kışısındaki durğun su odakları, karayolları kenarındaki mevsimsel su birikintileri
-Sulama kanalları, çeşme yalakları
-Çayır ve ormanlık alanlarda biriken yağmur suları
-Çeltik üretim tarlaları
-Temel çukurları, taş oyukları, ağaç kovuklarında biriken sular, kuyu ve sarnıçlar
-Konutların balkonunda bulunan saksı, bidon gibi su biriken kaplar
-Bahçelerde bırakılan fıçı, kova ve oto lastikleri, çatıdaki su depoları
-Bodrum katlarındaki su birikintileri
-Açıkta akan lağım suları ve foseptik kuyuları
-Yağmur suyu, P.T.T., havagazı, kolektör, kanal ve loğarları

Yumurtalar suyun sıcaklığına, fiziksel ve kimyasal yapısına bağlı olarak 10-320C arasında 16-32 saat sonra çatlar. Yarı saydam olarak yumurtadan çıkan larvalar suyun sıcaklığına ve besin durumuna bağlı olarak 15-300C arasında 7-40 günde 3 kez gömlek değiştirip 4 devreden geçerek pupa dönemine geçerler. Larvaların gelişmesi için en ideal su sıcaklığı 
22-28°Cdir.Bu sıcaklıklarda larva dönemi 10 günde tamamlanır.
Pupa Dönemi: 4. devre larva kıvrllır.Başlangıçta saydam kitinsi tabaka ile kaplı bir zarın içine hapsolur.Hareketlidir. Bu dönemde beslenmezler.Hava almak için su yüzeyine çıkarlar.Su sıcaklığına bağlı olarak 15-34°C arasında 2-8 gün içerisinde pupa dönemi tamamlanır.
Pupadan çıkan erginler üreme alanı çevresindeki bitkilerden,yosunlardan hücre özsuyu emerek beslenirler.10-12 saat sonra akşam gün batımına yakın saatlerde üreme alanı çevresinde erkekler toplu olarak havada aşağı yukarı hareket ederek (çiftleşme dansı-esem)yaparken dişi sivrisinekler bunların içinden geçerek döllenirler.Erkek sinekler üreme alanları çevresinde kalır. Bitki özsuyu ile 1-2 hafta beslenir ve ölürler.Dişi sivrisinekler döllenmeye müteakip insan ve hayvan kanı emmek üzere barınaklara ve meskenlere doğru saldırırlar.
Döllenip kan emen dişi sivrisinek 2-3 gün içerisinde yumurtalarını geliştirir ve uygun bulduğu en yakın üreme alanına yumurtlar.
Sivrisineklerin ortalama ömrü 40-60 gündür. Bu süre içerisinde 3-4 defa yumurtlarlar.Dişi sivrisinekler kıştan önce evlerde,ahırlarda,ağaç kovuklarında taş ve mağara oyuklarında kışı geçirmek üzere kışlamaya geçerler.
Çok kurak ve sıcak havalarda da vücutları su kaybettiği için sıcaklık uyuşukluğuna girerler. Kan emip yumurta geliştirmez.Nemli,loş yerlerde sıcaklığın ve kuraklığın geçmesini beklerler.
Sivrisinekler 500- 1000 mt. doğrudan ve 5- 10 km. dinlenerek uçabilirler.500- 1000 mt. yüksekliğe çıkabilirler.

KARASİNEKLER:
Muscidae ailesine bağlı, dünya üzerinde 3900 kadar türü olan,insanlarla teması çok olan ve dolayısıyla Halk Sağlığını tehdit eden zararlılardan biridir.

Karasinek Üreme Alanlarl(Biotoglarl):

*Her türlü besin artıkları ve bunlardan oluşan çöplükler
*Hayvan bakım yerleri ve hayvan dışkılarından oluşan gübrelikler
*Açık lağım, kanalizasyon bağlantısı olmayan tuvaletler
*Açıkta rastlanan hayvan ve insan dışkıları
*Hayvan leşleri ve ölü kuşlar
*Gıda ve deri ile ilgili sanayiden dökülen artıklar
*Mezbaha ve hayvan kesim yerleri
*Balık pazarları, semt pazarları ve piknik yerleri  
Karasinekler,üreme alanlarında bulunan mikroorganizmaları vücutlarına bulaştırırlar veya gıdalarla beraber sindirim sistemine alırlar. Daha sonra kondukları insan gıdaları,vücutları ve giysileri üzerine temasla veya kusarak hastalık etkenini bulaştırırlar.
 Dişi karasinekler üreme ortamına bir defada 100-150 yumurta bırakırlar. Yumurtalar %90 rutubetli ve nemli 15-40°C 'de 12- 36 saatte açllır.Kurtçuk görüntüsündeki larvalar %40.70 rutubette 12-30°C sıcaklıkta 3-23 günde 3 devre gömlek değiştirip pupa dönemine geçerler.
 Pupalar rutubetli ortamdan kuru ortama göç ederler. 12- 30°C 'de 2-14 günde pupa evresi tamamlanarak ergin hale gelirler. Erginlerin yaşam süresi 25-30 gündür. Yaşam süresince 5-6 defa yumurtlarlar.Bir karasinekten sezonda 12 jenerasyondan 5-6 trilyon yeni nesil meydana gelir. Kışı uyuşuk olarak kuytu,tenha,10oCnin üzerinde sıcaklıklarda geçirirler.

HAMAMBÖCEKLERİ:

Dünyada 4000'e yakın çeşidi mevcuttur. Yaygın olan 3 türü vardır a)Blatella Germenica (Kaloriferböceği)
b)8latta Oriental (Karafatma)
c)Periplaneta America ( Amerikan hamamböceği)

1-5 cm. boylarında kestane kahverengisi veya siyah renkte yassı,pürüzsüz,dayanıklı gövdeye sahiptirler.

Yaşayışları: Gün boyunca sıcak yerlerde ,radyatörler ve sıcak su boruları '.. .
arkalarında saklanırlar.Çöplükler,lağımlar,çöp artıklarl,çöp tenekeleri,dolap .. içleri,sandalye,masa altlarl,buzdolabl,fırın vb. arkaları,kirli ve iyi temizlenmemiş
tabaklar hamamböcekleri için ideal üreme ve barınma yerleridir.Karanlığl tercih ederler, ışıktan derhal kaçarlar. Hamamböcekleri her türlü besinle beslenirler. Etçil ve otçuldurlar, susuz olarak 5- 10 hafta, besinsiz olarak birkaç ay
yaşayabilirler.Nimflerin besinsiz yaşama süresi 7- 10 gündür.
Biyolojisi:

 

a)Blatella Germanica ( Kaloriferböceği):
 Erginler 4-6 ay yaşarlar.Oişiler daha büyüktür,çiftleşmeye müteakip 2-4 hafta içerisinde karnında yumurta geliştirir ve yumurtalarını kokan denen fasulyeye benzer kapsuller içinde uygun ortamlara bırakırlar. Her bir dişi yaşam boyunca 4-8 kokan üretir.Her bir kokonda 30-40 yumurta bulunur.Kokonlardaki yumurtalar uygun sıcaklıkta 24 saat içerisinde açılıp nimfler ortaya çıkar.Nimfler 40-60 gün arasında 5-7 evreden geçip erginleşirler ve ev içlerinde yaşarlar.

b)Blatta Oriental ( Karafatma)
 Ev içi ve ev dışında bahar aylarında faaliyete geçerler.Çiftleşen dişiler yaşamı boyunca 8-10 kokon üretir.Kokonlarl bünyelerinde 2 hafta içerisinde geliştirip uygun ortama bırakırlar. Kokonlardaki yumurta gelişimi sıcaklığa bağlı olarak 40-70 günde tamamlanır,Her bir kokondan 5-15 nimf çıkar ve bu nimfler 5-6 ay içerisinde 7-10 evreden geçip erginleşirler.ErginlE 4 ay yaşarlar ve kış aylarında populasyonları oldukça düşüktür.

c)Periplanata America ( Amerikan hamamböceği)
 Uçma yeteneğine sahip iri yapılı türlerdir.l yıl veya daha fazla yaşama süreleri vardır. Çiftleşen ergin dişi 8-12 gün içerisind yumurtalarını geliştirip kokon halinde uygun ortama bırakırlar. Bir dişi yaşamı boyunca 20-50 kokon meydana getirir. Kokonlardaki yumurta kuluçka periyodu yaklaşık 35 gündür. Her bir kokondan 14-16 nimf çıkar ve bu nimfler 5-15 ay içerisinde 9-13 evreden geçip erginleşirler.

FARELER:

Farelerle mücadelenin temelinde başlıca üç etken vardır:
-Yiyecek stokları ve malzemelerini tahrip ederek parasal kayba sebep olmaları
-Hastalık yaymaları
-Birçok insana ürkütücü gelmeleri
 Başlıca üç tür ele alınmaktadır:
*Rattus norvegicus ( kahverengi sıçan)
* Rattus rattus ( kara sıçan)
*Mus musculus ( ev faresi)

 

R.Norvegicus

R.Rattus

M.Musculus

Ağırlık

550 gr

300 gr

25 gr

Uzunluk

220 + 170 mm

200+ 200 mm

90 + 90 mm

Renk

Kahverengi-gri

Siyah - K.Rengi-gri

K.rengi - gri

Dağılım

Yuva açıyor

ılıman iklim

Ev içi yaşam, liman vicarı, nadiren yuva açıyor

Kulaklar

Kalın küçük tüylü

İnce, geniş

Bazısı tüylü

Hareket Çapı

65 - 86 m

15 - 165 m

15 - 136 m

Azami yaşam süreleri ıs ay kadar tahmin edilmektedir.

ALGILAMA:

 

Dokunma: Etraflarındaki cisimlerle direkt temas kurarak onları tespit ederler. Hareket sahalarının darlığı dikkate alınırsa, temasları hafızaya almak suretiyle civarlarını tanırlar.

Tat: Tat alma güdüleri genellikle diğer baskın güdülerin altında fazla gelişmemiştir. Özellikle şekere tepki vermezler.

Görme: Güdüm sağlamada gözün fazlaca bir etkisi yoktur.Gece gündüz ayırımında veya kabaca cisimlerin algılayıp mesafe tahmininde kullanırlar.

Koku Alma: Farelerin hayatında önemli bir yere sahiptir.Üreme,yön bulma ve sınır tespitinde önemli etkileri vardır. Fare idrarı"kimyasal haberleşme"de rol oynar. Dişi-erkek ayrımını belirler. Düşman canl,ların ( kediler) tespitide bu yolla yapllır.Farelerin koku duyarlılığı üzerinde mücadele yöntemleri denenmektedir.Çiftlik hayvanlarının idrarlarıda fareler üzerinde çekici bir etkiye sahiptir.

Duvma ve Ses Çıkarma: farelerin haberleşmelerinde diğer bir önemli yöntemde sestir.fareler insan kulağının algılayamayacağı ultra sesleri duyabilir ve üretebilirler.Bu sistem çok kısa aralıklarla çalışır.(300 msn)Bunun amacı avcı canlıları uyaracak veya yerini belli edecek zamanı vermemektir.

İKLİM ETKİSİ:

Sıcaklık: Düşük sıcaklıklarda ( -S,-6°C) yaşamlarını sürdürebilmekle birlikte fiziksel değişikliklere uğrarlar. Yüksek sıcaklıklarda ise metobolizma ısı ayarlaması yapamadığından hücreler yıkıma uğramaya başlarlar.Kritik vücut ölüm sıcaklığı kahverengi sıçanlar için 44°C ve ev faresi 42-44°C 'dir.

GÜNLÜK FAALİYET DÖNGÜLERİ:

Fareler genellikle yuvalarının etrafından fazla uzaklaşmazlar.Gündüzlerini genellikle uykuda geçirirler.Güneş battıktan hemen sonra beslenme faaliyetlerine girişirler.Esasında,zamanlarının büyük kısmı besin bulma faaliyetlerine ayrılmıştır. Güneş doğuncaya kadar sürdürülen faaliyet gün doğumu ile birlikte en alt düzeye iner.

HAFRİYAT FAALİYETİ:

Özellikle R.Norvegicus,hafriyata düşkün olup gevşek,kazılması kolay toprakları seçerler.Dolaylsıyla lağımların yakınlarında bulunmaları şaşırtıcı değildir. Yuva hafriyatı ortalama 0.5 m'dir.
Amaçlar; yavruları beslemek ve avcı canlılardan kaçırmak ve gündüzleri dinlenebilecek bir mekan oluşturmaktır.Beslenme bölgesine minimum uzaklıkta yuvalamayı tercih ederler.
Ev fareleri de dışarıda yaşadıkları zaman hafriyatı tercih etmenin yanı sıra karmaşık
yuvalanmalar yaparlar.

TATARCIKLAR (PHLEBOTOM):

Geceleri alacakaranlıkta ortaya çıkar, sivrisinekler gibi insanları sokup kan emerler.Bu
davranışları ile sivrisineklerle karıştırılırlar.
 Böcekler sınıfının iki kanatlılar takımının phlebotom ailesinden dünyada 410 türü vardır.
insandan ve hayvandan kan emerek Şark Çıbanı olarakta bilinen Leishmania hastalığının
bulaştırılmasında doğrudan roloynarlar. Tükrük salgıları alerjik olduğundan ısırdıkları bölge çok kaşınır.
 Vücut ve kanatları sık pullarla örtülü solgun ya da parlak koyu sarı renkte 1.5-3.5 mm boyunda, kambur yapıdadırlar.

 

Barınma Alanları: Nemli,loş,karanlık ve rüzgar almayan sessiz meskenler,evcil ve yabani hayvan barınakları,inleri,kuş yuvaları,kümesler,taş oyukları,mağaralarda gündüz boyunca dinlenir ve barınırlar.
Üreme Alanları: Yüksek oranda avık kıvamında nemli organik birikimlerin bulunduğu çöplükler, kuş,hayvan,insan dlŞkısl, gübrelikler,foseptikler ile nemlilik oranı yüksek,çürümüş çim ve yaprakların vb. süprüntülerin olduğu yüzey alanlar.

Dişi tatarcık döllendikten 8- 10 gün sonra bu alanlara 40-50 yumurta bırakır ve ölür.Ortamın sıcaklığına bağlı olarak 5-20 günde larvalar çıkar. Uzun, kurtçuk biçimindeki larvalar ortamın sıcaklığına bağlı olarak 6- 10 haftada 4 gelişim evresi geçirerek pupa evresine geçerler. Pupa evresi 6-10 gün sürer ve ergin hale gelirler.Erginler 7-14 gün yaşar.1 defa kan emer,l defa yumurtlar.Kan emmek için 1.5 km. uzağa gidebilir.
                                                                                                                  ,

PİRELER:

Siyah-kahverengi,2 mm. boyunda,katlı yapılı, 6 bacaklı olup,vücudunda ve bacaklarında kılları
bulunur.Sıçrayan yapıdadır.Oikey 20 cm, yatay 40 cm. zlplarlar.Oünyada 2.250 türü mevcut olup insanı en çok hayvan,insan,toz ve kuş piresi rahatsız eder ve 2-3 yıl kadar yaşarlar.Çok çabuk populasyon yaratır,haftada 2000 yavruya ulaşabilir.Yumurtalarınl toz,toprak içine ve zeminlere ve hayvan tüyleri arasına dağınık vaziyette bırakır. Uygun ısıda 8- 10 günde evrimleşerek pire olur,lsl yeterli değilse 80-90 güne kadar uzar.Yumurtlamak için kan emerler, bu sebeple canlıya ve insana hemen anında hücum ederler.Canll üstüne çıktığı için evlere kolay taşınır,geceleri uyutmaz, ısırır, ciltte noktacıklar halinde ısırık izleri, çamaşırda kahverengi pisliğinin lekeleri gözlemlenebilir.En çok hayvanların dinlenme alanlarında görülür ve ürerler.
Tifüs,veba,tularemi ve bazı paraziter hastalık etkenlerini bulaştırırlar.Isırdığl yerde kaşıntı ve dermatit oluşur.Bazl pire cinsleri ise insan ve hayvan derisi altına girer,oraya gömülüp ürer,deriyi şişirir,deriyi kesip içindeki pire kesesini delmeden dikkatle çıkarmak gerekir. Kese delinirse akan sıvı şiddetli alerjik reaksiyona sebep olabilir.

KENELER:

 3 mm. kadar kırmızı kahverenginde yassı,oval bir parazittir.Kan emerek büyürler. Keneler köpek dışında hayvanlarla insanlara da yapışıp kan emerler.Oışarıda keneler çimenlerde,çalılıklarda ve hayvan barınma yerlerinde bulunurlar ve buradan geçen hayvanlara yapışırlar.Hayvanlar vasıtası ile evlerin içine kadar gelirler. Ev içinde bir dişi çatlağa,yarığa yumurta bırakırsa tek bir keneden bir hafta içerisinde yüzlercesi oluşur.

 İnsanı ısırdığı yerde kaşınma,kızartı,şişme olur. Bazen vücutla nabız ve teneffüsün artması ve kene felci denilen felç
gelişir.9 çeşit humma hastalığı,çeşitli etkenli en az 7 çeşit beyin iltihabı,tularemi,salmonella enfeksiyonu-virütik enfeksiyon
gibi hastalıkları bulaştırırlar. En önemlisi bir çok hastalık etkeninin doğada kolayca barınmasına kolaylık sağlamasıdır.

TAHTAKURUSU:

 Erişkin tahtakurusu oval,yassı,çok ayaklı ,2-5 mm boyunda, pas kırmızısı rengindedir.Ezilince pis kokar ve kan çıkar.Erginleri hiç beslenmeden 550 gün yaşayabilirler.Kümeler halinde 200 civarında yumurtayı yapıştırarak çatlaklara bırakırlar.Evlerde insanların yaşadığı yatak odaları,çekyat,dolap içleri,karyola yatak kenarları,duvar delikleri ve tahta aksam ayrıkları ile yatakhaneler gibi yerlere yuvalanırlar.İnsanlarl ısırıp, ağırlığının 5-6 katı kan emerler. Emdikleri yer şişer ve çıban gibi kızarır.Özellikle geceleri aktiftirler.İnsana uyku da hemen hücum ederler ve evden eve eşya ile yayılırlar.
 Pasteurella Pestis,alerjik reaksiyonlar M.Leprae,Bacillus Anthracis,B.Recurrentin
Gibi bir çok hastalığı bulaştırırlar.

 

AKREP:

 2.5-5 cm. civarında, türüne göre siyah, sarı, kahverengi, mavi olabilir. Böceklerle beslenirler.Genelde taş duvar kovuklarnda, toprak deliklerde,bodrum,çatı,ahşap bina,depo,moloz yığını gibi yerlerde yuvalanırlar. Yuva ve yiyecek bulmak için binalara
yaklaşır veya girerler. Ev içine girince yatakta,ayakkabı içi gibi her yerde rastlamak mümkündür.Geceleri aktiftirler.Gündüzleri karanlık ve serin yerlerde,yuvalarında
geçirirler. Bahar ve sonbahar yağmurlarıyla dışarıdaki yuvalarını su basınca bina içerisine
girişleri sıklaşır.
Çok zehirlidirler. Korunma içgüdüsüyle temas edilince sokarlar. İnsanlarda hayati tehdit oluştururlar.

 

ÖRÜMCEK:

 Parazitlenmezler, hastalık bulaştırmazlar. Yağmacılıkla, böcekleri yiyerek beslenirler.
Çok türleri vardır. Boyları türe göre değişir. Bazıları insanda sokarak zehirlenme yapar. Genellikle boyun,el,yüz,omuz ve koldan sokarlar.Evlerin loş,karanlık ve nemli yerlerinde yuvalanırlar.
Sokulan yerde yanma,ağrı başlar.Kaşınır ve şişer,titreme ve bitkinlik oluşur. Nabız artması ve soğuk terleme görülür.Isırık yerinde birbirine yakın iki nokta varsa ve yukarıdaki belirtiler oluyorsa örümcek düşünülebilir.

ZARARLILARLA(VEKTÖRLERLE) MÜCADELE İLAÇ.ARAC VE GEREÇLERi

Biyolojik ve Kimyasal icerikli Halk saaııa! Hasere Kontrol ilaçlar! ve Etki şekilleri:

l)Bivoloiik içerikli Kontrol ilaçları
-Biyopestisitler-

 Pestisitlerin tüm risklerini azaltabilen önemli bir grup pestisittir.Bakteriler,bitkiler ve belirli minareller gibi doğal materyallerden elde edilir.
3 temel sınıfta toplanırlar.
l)Mikrobiyal Pestisitler: Aktif madde olarak bir mikroorganizmadan meydana gelir.(bakteri,mantar,virüs,protozoa vb) -Haşerelere karşı spesifik toksin üreterek,
-Hastalığa sebep olarak,
-Haşereleri yok ederek spesifik etki gösterirler. En yaygın olarak kullanılan mikrobiyal pestisit Bacillus Thrugiensis'tir. *Hedef seçici özelliği vardır.(yalnız sivrisinek larvalarına etkilidir),diğer canlılara hiçbir toksik etkisi yoktur.
*Hedef canlılar Bti'ye direnç gösteremezler.
*Doğal besin zincirini olumsuz etkilemez
*Çok kısa zamanda etkisini gösterir ve parçalanarak birikime neden olmaz.
*Her türlü su habitatında kullanılır.
*1 -4 devre larvaları sindirim yolu ile etkileyerek öldürür.
2)Bitki Yapısında Olan Koruyucular:
Bitkilerden bitkiye ilave edilen genetik materyallerin oluşturduğu pestisit etkiye sahip maddelerdir.
3)Biyokimyasal Pestisitler:
Haşereleri toksik olmayan mekanizmalarla kontrol eden ve doğalolarak oluşan veya aynı özellikte sentetik olarak elde edilen maddelerdir.

A.Feromanlar: Haşerenin vücut dışında salgılanan çiftleşme,işaret,toplanma vb.enzimlere feroman denir.feromanlar;cezbedici,uzaklaştırıcı,yakalayıcı tuzaklarda biyokimyasal etkili pestisit olarak kullanılırlar.
B.Böcek Gelişim Düzenleyicileri(IGR):
1.Juvenil Hormon Analogları
2.Kitin Sentezi İnhibitörleri
»Juvenil Hormon: Haşerenin iç salgı bezieri tarafından salgılanan büyüme ve deri değiştirme hormonlarıdır.Ergin öncesi dönemlerde larva ve pupa dönemlerinin belirli bir sırada gelişip evrimleşmesini sağlar.
1.devre larvalarda en yüksek oranda salgılanan bu hormon seviyesi her gömlek değiştirmede azalarak 4.devre larvalarda salgılama durur ve larva pupa evresine geçer.
Sentetik olarak elde edilen Juvenil hormon analogları larvaların bulunduğu ortama uygulandıklarında larvaların büyüme hormonlarını taklit ederler.
Dışarıdan taklit edilen hormon seviyesi sürekli aynı seviyede kaldığı için larva bulunduğu devreden bir başka devreye geçemez ve ölür.
~ Methopren,Priproxfen
»Kitin Sentezi İnhibitörleri ( Gömlek değiştirmeyi engelleyen hormonlar) : Sivrisinek larvalarının dış derisi kutikula adı verilen kitin tabakası ile kaplıdır. 1. Devre larva kitin sentezi hormonunu yüksek oranda salgılayarak gömlek değiştirip
2. Devreye ve aynı şekilde kitin sentezi hormonu salgılaması ile 3.ve 4.Devreye geçer.4.Devrede kitin sentezi hormonu salgılanması durur ve larva pupa evresine geçer.
Larvaların bulunduğu ortama dışarıdan verilen kitin sentezi inhibitörü (kitin oluşumunu engelleyen) larvaların gömlek değiştirdiği evrelere geçmesini engeller ve bulunduğu devrede ölmesine neden olur.
Örnek: Diflubenzuron

2.Kimyasal içerikli Kontrol ilaçları:

 *Organikklorilli Bileşikler(Klorlanmış Hidrokarbonlar):Temas ve sindirim etkilidirler. Suda erimezler ve kolayca buharlaşmazlar.Uzun süre kalıntı etkilidirler.İnsan ve hayvan bünyesinde yağlı dokularda birikim yaparlar ,organizmadan organizmaya kalıntı etkileri devam eder. Sudan balığa,balıktan insana,ottan ineğe,inekten süte,sütten insan gibi. Sinir hücrelerine etkilidir.Kalıntl etkisinden dolayı kullanılması sınırlandırılmıştır. DDT,Dieldrin,BHC gibi aktif maddeler bu grup insektisitler içerisinde yer alır.Bu bileşik- lerin ülkemizde kullanılması yasaklanmıştır.
 *Organikfosforlu Bileşikler: Temas ve sindirim etkilidirler.Sinir hücrelerinin salgıladığı cholinesterase enzimini engelleyerek etki gösterir.Memeliler üzerinde toksik etkisi sınırll,hedef zararlılar üzerinde yüksektir.Canll organizmada,toprakta,suda kalıntı bırakmaz.Parçalanma(biodegredasyon)özelliğine sahiptir. Halk sağlığında ve tarımda geniş kullanım alanına sahip insektisitlerdir. Chlorpyriphos,fenitrothion, Temephos,Diazinon, DDVP gibi aktif içerikler bu grup insektisitler içerisinde yer almaktadır.
 *Karbamatlı Bileşikler: Temas ve sindirim etkilidirler.Karbamik asidin türevleridir. Cholinesterase enzimininin salgılanmasını engelleyici etki göstererek ölüm meydana getirirler. Memeli lerde düşük oral ve dermal toksisiteye ,geniş böcek öldürücü spektrumuna sahip insektisitlerdir. Parçalanma özelliğine sahiptirler, kalıntı bırakmazlar. Methomyl, Carbosulfan, Bendiocarb, Propoxur vb. aktif maddeler bu grup insektisitler arasında yer almaktadır.
 *Piretroidler: Doğal krizantem çiçeğinin(pyrithrin)sentetik türevleridir.Çok düşük memeli toksisitesi,zararlılar üzerinde düşük dozlarda yüksek öldürücü etkisi,çok hızlı bir şekilde biodegredasyona uğrama özelliği nedeniyle halk sağlığı haşere kontrolünde,veterinerlikte,tarımda en çok kullanılan insektisit grubudur. Temas ve sindirim etkilidirler.İlk türevieri gün ışığına dayanıksız ( photolabile) özellikte olduğu için daha sonra geniş kullanım amaçlı olarak güneş ışığına dayanıklı türleri geliştirilmiştir.(photostabile) Sinir hücrelerini etkileyerek ölüme sebebiyet verir. Permethrin,Cypermethrin,lambda- Cyhalothrin,Cyfiuthrin gibi aktif içerikler bu grup insektisitler içerisinde yer almaktadır.

Halk Sağlığı Haşere Kontrol ilaçları Formulasyon Sekilleri:

EC (Emülsiyon Konsantre) : Emülsiyon konsantreler genellikle %20-60 gr/It etkin madde ile uygun solvent karışımına emülgatörlerin ilavesiyle hazırlanır.En çok kullanılan ilaçlardır.
 Etkin madde+solvent+emülsiyon sıvısı = Emülsiyon konsantresi
Etkin maddenin zararlılara etkinliği,damlaClkların su yüzeyinde uzun süre kalabilmesiyle bağlantılıdır ve bu damlacıklar büyüdükçe artar,Kullanım sırasında su ile kolayca karıştırılarak kullanılan EC formulasyonlar nakliye tasarrufu
sağlar. Emülsiyon stabilitesi,homojen bir ilaçlama için önemlidir,İşlem gören yüzeyde daha az görünür kalıntı bırakması ilacın tercih edilen özelliklerindendir.
 Kokusu kuwetlidir ve gözenekli yüzeyler tarafından kolay emilirler.
SC(Süspansiyon Konsantre) : Katı haldeki aktif maddelerin su içerisine karıştırıldıktan sonra yapı oluşturucu ve yüzey gerilimini azaltıcı maddeler eklenerek hazırlanmış konsantre süspansiyonlardır.Kullanım öncesinde su ile seyreltilerek uygulanır.Süspansiyon halde kalmayı güçleştiren bir çözücü içermediği için su ile hemen karışırlar.
 Bu formülasyonlar,EC ile WP'lerin avantajlı etkilerine sahiptirler.EC'ler gibi deriden kolayca nüfuz etmezler. Wp'ler gibi yüzeylerde gözle görülür kalıntı bırakmazlar.

WP ( Islanabilir Toz) : Toz ilaçlar görünümünde ve kullanım sırasında su ile karıştırılarak süspansiyon halinde uygulanan ilaçlardır.Etkin madde ve dolgu maddesi beraberinde IslatlCl,dispers edici ve süspanse edici yardımcı maddeler kullanılmaktadır.
Bu formülasyonlarda etkin madde oranı %20-80 arasında,tanecik büyüklüğü 5-50 mikron arasında değişebilir. Homojen bir ilaçlama için süspansiyon yeteneğinin yüksek,köpüklenmenin düşük olmasıChatta hiç olmaması)istenir.
Bu formülasyonlar kokusuzdur,gözenekli yüzey ve deri tarafından kolayca emilmezler.Karıştırma sırasında, toz partiküllerin uçuşup solunumla alınmasını önlemek için maske kullanıl- malıdır.

EW (Suda Yağ Emülsiyonu) : Uygun çözücüdeki etkin madde çözeltisi ile yüzey gerilim sağlayan katkı maddeleri kullanılarak hazırlanan su-yağ emülsiyon formülasyonlarıdır.
Oluşturulan yağ damlacıkları suyun içerisinde dağılma özelliğine sahiptir. Kullanım sırasında su ile seyreltilir.Aktif madde konsantrasyonu SOO gr/It gibi yüksek değere ulaşabilir.
 EW formülasyonlarl,EC formülasyonlarına göre daha uzun süreli kararlılık gösteren bir yapıdadır,çözücü ve yüzey gerilim sağlayıcı madde kullanımı daha azdır.
 ULV yöntemi ile uygulandıklarında EW formulasyonlar ,formulasyon yapısında bulunan yağlı alkol molekülleri insektisit parçacıklarının dış yüzeyine geçerek buharlaşmayı geciktiren koruyucu bir tabaka oluşturur.

Halk Saalıaı Hasere KontrolMücadelesinde Kullanılan Cihazlar:

ULV: Ortalama 25 mikron VMD boyutunda zerrecik üretebilen asgari 6 mJ/dak. Havayı 5 psi basınçta üfleyebilen bir
blowera sahip olan 9- ıs hp 4 zamanlı motora sahip 1-4 adet gaz enerjili diskli veya vortikal memeyeıilaç verimi 0.600 ml/dak. 'ya ayarlanabilen pompaya ,2 saat çalışma yeterli yakıt formulasyon tankına kendi kendisini temizleme sistemine uzaktan kontrol ünitesine sahip bir araç üstü ekipmandır.Kapall alanda kullanmak üzere sırtta veya elde taşınan elektrikli ve küçük tek zamanlı motorlu tipleri vardır.

Sisleme: EI ve araç üstü tipleri mevcuttur.Partikül büyüklüğü ı -200 mikron arasındadır.İçten yanmalı motorla yüksek sıcaklıkta hızlı hava akımı üretmekte sıcak havaya hızlı ilaç püskürtülerek buharlaşma sağlanmakta ,eksozdan dışarıya fırlatılan buharlaşmış sıvı dış ortamda yoğunlaşarak zararlı kontrolünde kullanılır.

Motorlu Pulverizatör: Motorlu, sırtta veya araç üzerinde kullanılan tipleri vardır.Sıvl ve granül formulasyonlarının SO-200 mikron büyüklüğünde püskürtür.Püskürtme mesafesi 7 m.ye kadar olur.Çöp ve gübrelik ilaçlaması ile larva mücadelesinde kullanılan cihazlardır.

EI tipi Basınçlı Pulverizatör: Plastik veya krom malzemeden yapılmış olurlar. Kalıcı ev içi uygulamalarında ,larvasit mücadelesinde ve dış alan kalıcı etkili ilaç uygulamalarında kullanllırlar.Oamlacık çapları lOO-200 mikrandur.

HALK SAĞLIĞI HAŞERE KONTROL YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

1.Mekanik Yöntemlerle Mücadele:

 Vektör Kontrol Çalışmaları'nın esası insanların ,doğanın,evcil hayvanların en az düzeyde olumsuz etkilenmesini sağlayarak toplumu bulaşlCl ve sosyal hastalıklardan korumak,insanların huzur ve sükun içerisinde çalışabilecekleri,uyuyup dinlenebilecekleri,eğlenebilecekleri güvenli bir ortam sunmaktır.
 Bunu yapmak için öncelikle mekanik,fiziksel ve biyolojik kontrol yöntemleri esas alınır.
 Çevrenin ve alt yapının düzenlenmesi,zararlı üreme alanlarının ıslah edilip ortadan kaldırılması,mahalli yöneticilerin ve halkın bulaşlCl hastalıklar ve hastalık bulaştırlClsı zararlılar hakkında sürekli eğitilmesi ilk başvurulacak fiziksel kontrol yöntemleridir.Başarl için toplumun her kesiminin katkısı şarttır.
 Mekanik Mücadelede ana unsurlar:
-Herhangi bir yerde herhangi bir şekilde 10 gün üst üste kalabilecek su birikintisine izin vermemek.
-Organik artıkların açıkta ve gelişigüzel çevremizde birikmesine izin vermemek
-Her türlü gıda maddesinin uygun ve kapalı kaplarda muhafaza edilmesi ve etrafa hiçbir şekilde dökülüp saçılmasına izin vermemek

2. Fiziksel Yöntemlerle Mücadele:

-Işık vb. tuzak yöntemi
-Tel kafesıcibinlik yöntemi -Ultrasonik ses veren cihazlar -Yapışkan tuzaklar

3.Biyolojik Mücadele:

Hedef canlıyı kendi doğasında bir başka canlı ile (predatörle) kontrol etme esasına dayanır
-Balıklar(Gambusia)
-Kurbağalar ,sucul kuşlar
-Virüsler, bakteriler, protozoalar, helmintler, mantarlar


4.Biyolojik, Biyokimyasal,Kimyasal Entegre Mücadele:

 Bazı durumlarda Halk Sağlığını korumak amacıyla zararlının kontrolü için kimyasal maddelerin kullanılması kaçınılmaz olmaktadır.
 Bu durumda kullanılacak biyokimyasal ve kimyasalların seçiminde bazı temel kurallar adım adım izlenmelidir.
Amaç: Hedef zararlıyı her biyolojik evresinde 12 ay süresince
ürediği,beslendiği,barındığı,dinlendiği ortamda kontrol altında tutmaktır.
-Mücadeleye başlamadan önce mücadele yapılacak alanın haritası çıkartllır.Bu haritada üreme ve barınma yerleri işaretlenip kodlandırılır.
-İhtiyaç duyulacak araç,gereç ve uygulayıcı personel tespit edilir.
-Hedef zararlıya etkili olan, maliyet avantajı olan,çevre ve hedef dışı organizmalar için zararlı etkisi olmayan (güvenli olan) ilaçların seçimi yapllır.İlaç seçimi aşağıdaki kriterlere göre yapılır:
*WHO tarafından tavsiye edilmeli ve Sağlık Bakanlığı tarafından haşere kontrolünde kullanılma amacıyla ruhsatlandırılmış olmalıdır.
*Uygulama yapılacak yörede kontrol edilecek zararlı kullanılacak ilaca karşı dirençli olmamalıdır.
*Etiketinde önerilen uygulama dozunda hedef zararlı için öldürücü olmalı,diğer canlılara toksik etki yapmamalıdır.
*Başta uygulaYIClya olmak üzere ilaç tahriş edici ve iritan etki yapmamalı, taciz edici kokusu olmamalıdır.
*Böcekler üzerinde uzaklaştırICl(repellent)etki yapmamalı,uygulanılan ilaç bitkide,toprakta,suda ve havada kolayca parçalanabilmeli (biodegredasyona uğramalı), parçalanma ürünleri doğaya zarar vermemelidir.
*İlaç formulasyonu uygulama aracına uygun olmalıdır.
:İlaç formulasyonunun ve formulasyonun içerisindeki teknik maddelerin Akut Oral,Akut Dermal LD50 değerleri ile Akut Inhalasyon ile sucul canlılara LC50 değerleri bilinmelidir.
Tüm bu özelliklere bağlı olarak:
1.Etkinliği olmalı:Tercih edilecek ilacın hedef zararlıya karşı, Bakanlık ruhsatına esas onaylı etiketinde belirtilen dozunda tam etkisi olmalıdır.( hedef zararlı populasyonunun ilaca karşı bağışıklık geliştirmiş olmaması gerekir.)
2.Güvenliği olmalı: Hedef dışında kalan tüm canlılara karşı toksik etkisi hiç ya da çok az olmalıdır!.
3.Ekonomik olmalı: Birim alan/hacim ilaçlama maliyeti düşük olmalıdır.
Ancak bu 3 ana faktörü aynı anda içeren ilaCl bulmak mümkün değildir.
   SAGLIKLI BIR DUNYADA YAŞAMANIN TEMEL KOŞULU DOGAL DENGELERIN KORUNMASI PRENSİBİNE BAGLI OLDUGU DÜŞÜNCESİ İLE İLAÇ SEÇİMİ:
GÜVENİLİRLİK - ETKİNLİK-MALİYET SIRALAMASINA GÖRE YAPILMAlIDIR.
 Yukarıdaki bilgi ve veriler kullanılarak Entegre Kontrol programı hazırlanıp uygulamaya konulur.

1. LARVA MÜCADELESİ

*Sivrisinek Larvalarına Karsı: Larva üreme alanları bir programa bağlı olarak KASIM-MART aylarında 30 günde bir, NİsAN- MAYIS aylarında 15 günde bir ,HAZİRAN-EKİM aylarında 10 günde bir olmak üzere Temephos Aktif İçerikli kimyasal larvasitlerle veya Bacillus Thrugiensis israelensis Aktif içerikli Bakteri esaslı ilaçların likit veya granül formulasyonları ile ilaçlanır.
 Foseptik,su havuzu, kuyu ilaçlamalarında 5 mg Temephos a.i/lt veya 10 mg. a.i/lt Bti formulasyonlu ilaçlar uygulanır. Yüzeyalan ilaçlamalarında ise her iki formulasyonun etiket bilgilerine göre hazırlanan karışımdan hektara 100 It. uygulanır.
 İçme ve kullanma sularında 1 mg. a.i/lt dozunda Temephos,O.OS mg. a.i Bti uygulanır.
 Larvasitler direnç oluşumuna zemin hazırlayacakları için ergin mücadelesinde kullanılmazlar.
 Juvenil Hormon Analogları ,(IGR) Böcek Gelişim Engelleyiciler ve/veya Kitin Sentezi Engelleyiciler su hacmi bilinen ve denetlenebilen üreme alanlarında mg a.i/litre dozunda hesaplanarak 30 günde bir 12 ay süreyle uygulanır. İçme ve kullanma sularına 1 mg a.i/litre oranında uygulanabilirler.
 Yüzey gerilim ajanları( monomoleküler yüzey filmleri) ; çevreye zarar vermeden toprakta çözünebilme özelliğine sahiptir ancak oluşturdukları film çok incedir.En ufak bir esintide kırllır.Rüzgar almayan havuzlarda,kaplarda,küçük göletlerde kullanılır.
*Tatarcık ve Karasinek Larvalarına Karsı: Larva üreme alanlarına MART-EKİM aylarında 14 günde bir yüzeyalana 100-400 ml/m2 oranında karışım düşecek şekilde dozunda organikfosforlu insektisitler uygulanır.

Larva mücadelesinin yapıldığı dönemlerde aynı alanlarda mutlaka ergin mücadeleside yapılmalıdır.
2.ERGİN MÜCADELESİ:

Beslenme,barınma,üreyip çoğalma ,dinlenme,kışlama alanlarında bulunan uçan ve yürüyen zararlıların kontrolüdür. *Rezidüel(Kalıcl Uvgulama): Hedef zararlının ilaçlanmış yüzeylere temas ederek öldürücü dozda insektisite maruz kalıp ölmeleri prensibine dayanır.SC ,WP,WG,EW,EC formulasyon yapısında bulunan kalıcı etkili ilaçlarla kapalı yüzeyalanlarda 40 ml/m2 ; açık yüzeyalanlarda 100 ml/m2 karışım düşecek şekilde basınçlı sırt pulverizatörleri veya motorlu sırt pulverizatörleri ile 30 günlük periyotlarla ilaçlama yapılır.

*Açık ve Kapalı Alan ilaçlaması: Hedef zararlı ile temas edecek ideal boyutta ki damlacık bulutunun uygulama yapılan alandaki havayı kaplaması sonucu uçan,yürüyen,dinlenen zararlının insektisit damlaakları ile temas ederek ölmesi prensibine dayanır.Bu prensipleri yerine getirmenin 3 temel koşulu vardır:

ı.Uygun ekipman seçimi
2.Uygun formulasyon yapısında insektisit seçimi 3.Uygun planlama ve tekniğin kullanılması

**Uygun Ekipman Seçimi: Alan ilaçlaması için ilaç verimi ayarlanabilen ,damlaok çapı ortalama 2S mikron VMD arasında denetlenebilen soğuk sisleme(ULV) ve Termal (Slcak)Sisleme cihazları ile yapılır.
Soğuk sisleme cihazlarında seyreltici olarak su kullanılması sonucu elde edilen maliyet avantajı ve çevre güvenliği, ilaçlı karışımın ortalama 2S mikron VMD çapında damlaoklara parçalanarak birim hacim alan başına düşen damlaok sayısının artması ve dolayısıyla alanın ilaçla kaplanması,ortalama 2S mikron VMD çapında damlaokların belli bir zaman dilimi içerisinde yere düşmeden,havaya uçmadan ilaçalama alanı içerisinde havada asılı kalması gibi büyük avantajları vardır. Termal Sisleme cihazlarında seyreltici olarak kullanılan mazotun ek maliyet getirmesi,mazotun çevre kirliliği yaratması ,yangın riskini arttırması,bitkiler üzerinde fitotoksik etki yapması,yoğun sis dumanının trafiği engellemesi,yoğun sis dumanını eğlenceli gören çocukların araçlara arkadan binerek zehirlenmeye maruz kalmasl,cihazın oluşturduğu damlaokların 1-200 mikron arasında kararsız yapıda olması,küçük damlaokların (1 -S mikron) gökyüzüne doğru hedef alanın dışına çıkması, büyük damlaokların (80- 100 mikron) ilaçlama makinesının hemen arkasına düşmesi, yüksek ısıya maruz kalan teknik maddenin belirli oranda etkisini kaybetmesi gibi büyük dezavantajları vardır.
**Uygun Formulasyon Yarısında İnsektisit Seçimi:
ULV Uygulamaları: ULV yöntemli uygulamalarda su bazlı EW formulasyon yapısında insektisitler tercih edilmelidir. Bu yeni teknoloji ile üretilen formulasyonlar su ile seyreltildiklerinde formulasyon yapısında bulunan yağlı alkol molekülleri insektisit parçacıklarının dış yüzeyine geçerek buharlaşmayı geciktiren koruyucu bir tabaka oluşturur. Ortalama 2S mikron VMD çapındaki damlaoklar buharlaşmadan daha uzun süre havada asılı kalır.Bunun sonucu olarak zararlılara temas şansı artıp etkili sonuç verir.EC formulasyonlar iç alanlardaki ULV uygulamalarında tercih edilmelidir. Dış alanlarda EC formulasyonlu insektisitler uygulanacaksa kerosen gibi yüksek kaynama noktasına sahip fitotoksik olmayan seyreltici ile seyreltilerek buharlaşmadan etkilenmeyen kararlı damlaokların oluşumu sağlanır.
Termal Sisleme Uygulamaları: Bu uygulamalarda EC formulasyon yapısında insektisitler tercih edilir.
** Uygun Planlama ve tekniğin kullanılması: Alan spreylemesinde havadaki insektisitle temas eden zararlının öldürülmesi amaçlanmıştır. Temel etki zararlı yoğunluğunda hızlı bir azalma sağlamaktır.Bu nedenlere bağlı olarak uygulama yapılan ortamda mutlaka zararlının bulunması gereklidir. Uygun ekipman (cihaz,araç-gereç) ,uygun formulasyonda insektisit seçildikten sonra bir program dahilinde alan ilaçlamasına başlanılır.
 Açık alanda yapılacak uygulamalarda hedef zararlının dışarıda olduğu akşam alacakaranlık ile sabah gün doğumuna kadar olan saatler ilaçlama için en uygun zamandır.
 Rüzgar hızı 10 km/saatin altında olmalıdır.
 Araç hızı 10 -ıs km/saat olmalıdır.
 ULV yöntemli uygulamada birim hektar yüzeyalana asgari SOO ml. karışım; Sisleme yöntemi uygulamalarda 2000 ml. karışım düşürülmelidir. Üreme alanları çevresinde yapılacak uygulamalar sabah kuşluk saatine kadar olan zaman dilimi içinde yapılmalıdır.(çöplük,gübrelik,göl,nehir kenarında yapılacak ilaçlamalar),
 Meteorolojik koşullar çok uygun olmalı, hava yağışlı olmamalıdır.
 İlaçlama cihazını taşıyan araç rüzgar doğrultusunda sağ açıdan sürülmelidir.
 Uygulama sırasında tüm kapı ve pencerelerin açılması konusunda uyarı anonsu yapılmalıdır.
 Kapalı alan uygulamalarında içeride canlı bulunmamalı, yiyecek,içecek maddeleri açıkta olmamalı, ilaçlamayı müteakip 30 dk. ortam kapalı tutulmalıdır.
 Hedef zararlı yoğunluğuna göre uygulama açık alanlarda NİSAN-EYLÜL arasında 10-20 günde bir, kapalı alanlarda EKİM- NİsAN aylarında 60 günde bir, MAYIS-EYLÜL aylarında ıs günde bir tekrarlanmalıdır.

İLAÇ UYGULAMA İŞÇİLERİNİN PESTİSİTLERE MARUZİYETLERİ

Uygulama işçilerinin vücutları pestisite 3 yoldan maruz kalır;
1-Deri yolu ile,
2-Solunum yolu ile,
3-Ağızdan(sindirim)yolu ile maruz kalırlar.
İlaç Etiketleri;
-
İşçiler uygulayacakları ilaçların etiketlerini okumadan kesinlikle karışım yapmamalı ve uygulamamalı,
- İlk yardım ve uyarılar bölümünde yazılı tüm bilgileri öğrenmelidirler,
- İlaç kapları ve karışım hazırlama;
- Ağzı kapalı ve sızdırmaz olduğu uygulayıcı tarafından kontrol edilmeli,akıntı ve sızıntı olan kaplar sağlam kaplara aktarılarak imha edilmeli,
- İş Dıumınae Kuııanılan tüm malzeme özel yıkama bölümünde yıkanıp kaldırılmalı,
-Boş ambalajlar iyice yıkanıp özel imha deposunda muhafaza edilmeli,
- Çalışırken;
- Ellerinizi ağzınıza,gözlerinize sürmeyiniz,
- Tuvalete gitmeden,bir şey yiyip içmeden ellerinizi sabunlu su ile iyice yıkayınız,
- Çalışma sırasında sigara içmeyiniz,ağızdan hiçbir gıda almayınız.
- Uygularken;
- Yiyecek ve içecek maddeleri uygulama ortamından uzaklaştırılmalı veya sızdırmaz şekilde kapatılmaııdır,
- Uygulama sırasında eldiven,gözlük,şapka,koruyucu elbise,toz maskeleri kullanılmalı,
- Kapalı alan uygulamalarında ortamda hiçbir canlı kalmamış olduğu tespit edilmeli ,Iohusa anne, yatalak,astım hastalarının bulunduğu kapalı alanlar ilaçlanmamalıdır,
- ilacın etiketinde önerilen dozdan fazla karışım(kapalı alanda 40 ml./m2,açık alanda 200 ml./m2,larvasit uygulamala 10 ml./mjpüskürtülmemelidir.
- Boş Kapların imhası;
- Kağıt ve mukawa karton ambalajları uygun ortamda yakılmalı,
- Plastik ve metal varilieri asgari 3-4 defa suyla çalkaladıktan sonra çöp kutusu,saksı veya petrol taşıma kabıolarak kullanllabilir.Asla başka amaçla kullanılmamalıdır.

PESTİSİT ZEHİRLENMELERİ

- Bulaşık giysilerle dolaşmak,bulaşık elleri yıkamamak,çalışma sırasında ağızdan gıda tüketmek v.b. durumlar ile ka, bulaşık kapları kullanım,gıdayı yeme v.b. durumlarda akut zehirlenme meydana gelir.
- Uygulama yerlerine çok yakın bulunan insanların vücuttaki yağ dokularında bazı grup insektisitler birikir ve kronik zehirlenmeye neden olur.
1-Ani Zehirlenme Belirtileri:Vücut salgıları aşırı derecede artar,terleme,baş dönmesi,görme bozukluğu,karın ağrısl,bulantl,kusma görülür.
2-Uzun Süreli Zehirlenme Belirtileri:Kansızlık,saç dökülmesi,deri döküntüleri,karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları şeklind ortaya çıkar,
İLK YARDIM:
1- İlaçla temas sona erdirilir,hasta açık havaya çıkarılır,
2-a)Deri yolu ile zehirlenmede elbiseler çıkartılır bulaşmış organlar bol sabunlu su ile yıkanır.
 b )Gözlere bulaşmışsa gözler bol sabunlu su ile yıkanır,
 c)Sindirim yolu ile alınmışsa ilaç etiketi ile birlikte zehirlenen kişi doktora götürülür.
3-0rganikfosfor ve karbamatlı bileşiklerden meydana gelen zehirlenmelerde 2-4 mg.Atropin Sülfat damardan yapılır, 4-Piretroidlerle ilgili zehirlenmelerde semptomatik tedavi yapılır,

UYGULAYICILAR İÇİN SEÇİCİ ÖZELLİKLER

l-Fizyolojik güçleri yetersiz,anemik ve bulaşıcı sosyal hastalık geçirenler bu işlerde çalıştırılmamalı,
2-Işe başlayan işçilerde kandaki kolinesteraz aktiviteleri test edilmeli ve bu testler her yıl tekrarlanmalı,
3-Uygulama merkezinde ilkyardım araç ve gereçleri bulunmalı,
4-İlaçlamada çalışan tüm işçilerin kanlarında Biyokimyasal testler her yıl yapılmalıdır.

TOKSİ KO LOJİ K DEĞERLENDİRMELER:

1-Akut Toksisite...Ağızdan(oral yolla)
                         Deriden(dermal yolla)
                        Teneffüs(solunum yolu) ile
Tek bir doz veya yüksek doza kısa süreli maruz kalmanın etkisi olarak tanımlanır.Akut toksisite denemelerinde baz alır rakam LDso , LCso değerleridir.
LD50 deneme hayvanlarının % SO'sini öldüren doz anlamına gelir,
LD50 insektisitin ılitre suda ki konsantresinin sucul canlıları öldüren dozu anlamına gelir.


PESTİSİTLERİN TEHLİKELERİNE GÖRE WHO TARAFINDAN TAVSİYE EDİLEN SINIFLANDIRILMASI
LD
50 sıçan için (mg/kg vücut ağırlığı)

 

 

Copyright 2005 İlaclama.net - Nursınai Ürünler Pazarlama Ltd. Şti.
Tasarım LogoLine Bilgisayar